top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıEsra Türkan Öcal

Enzim mi dedin?


Görsel : Nitratı nitrite çeviren nitrat reduktaz enziminin bilgisayar ortamında modellenmesi ve kuaterner gösterimi. Kaynak : ResearchGate


Desem ki bir anahtar her kilidi açabilir mi? Cevabınız hayır olurdu! Tabi maymuncuk

değilse. Peki ya bir koç her danışana dokunabilir mi, değer yaratabilir mi?

 

Koçluk eğitimine ilk başladığım gün koçluğun tanımı ve danışanla ilişkisi anlatılırken

eğitimcilerimizden biri “Koç ve danışan ilişkisi özeldir, her koç her danışan için doğru kişi değildir. Bazen koç, danışanda bir değişim meydana getirmez. Bu ne koçu “başarısız -kötü, ne de danışanı “uyumsuz-ilgisiz” yapar” demişti. Aklımdan geçen ilk şey olmuştu “Enzim ve substrat ilişkisi”


Enzim; canlı organizmaların yaşamsal süreçlerindeki hemen hemen tüm reaksiyonların gerçekleşmesini sağlayan biyolojik katalizörlerdir. Yaptığımız oksijenli solunum, yediklerimizi sindirmemiz veya bir bitkinin çiçek açması…


Enzimler, sadece yaşamsal reaksiyonlarda yer almaz, gündelik hayatımızda olan birçok ürünün içerisinde ya da üretiminde de yine olmazsa olmaz bileşendir. Antibiyotiklerin üretimi, yoğurdun mayalanması ya da bulaşık makinesi deterjanınız ve daha birçok ürün…

 

Enzim tepkimelerinde, enzimle bu sürece giren ve enzimlerin etki ettikleri moleküllere

substrat diyoruz. Peki her enzim her substrat ile çalışabilir mi? Hayır!

 

Her koç, her danışana değer katabilir mi? Ne yazık ki hayır. Her koç, her danışan için

doğru kişi değildir. Tıpkı her enzimin, her substrat için dönüşüme ve değişime destek

olamadığı gibi.

 

Enzim ile substrat arasında özel bir “Anahtar - Kilit” ilişkisi vardır. Peki nedir bu anahtar

kilit ilişkisi? 1894 yılında Emil Fischer tarafından enzim ve substratların kendilerine özgü

bağlarına örnek olması amacıyla, bir kuram olarak tanımlanmıştır. Enzimin etkin

merkezinin, substratın üç boyutlu yapısına tam olarak uyduğu üzerine düşünülmüştür. Bu kuramın daha açık bir söyleyişi de, 1958 yılında Daniel E. Koshland tarafından ortaya atılan "iInduced-Fit" düşüncesidir. Bu düşünce bir diğer adıyla "Eldiven İçindeki El” ilkesi olarak da anılır.


Peki enzim ile substrat doğru uyumu yakalamazsa ne olur ? Bu durumda, enzim ve

substrat zamanla aynı kalır. Bir tepkime, değişim gerçekleşmez, iyi haber; bozunma da olmaz.


Ama enzim ve substrat “anahtar – kilit” ya da diğer bir deyişle “eldiven içindeki el”  gibi 3boyutlu uyumunu doğru zamanda yakaladığında, işte orada dönüşüm ve değişim başlar. Tıpkı koç ve danışan arasında uyum yakalandığında, dönüşüm sürecinin başlaması gibi…Bu uyumun yakalanabilmesi için de bence 3 boyut var. 


Birinci ve belki de en önemli boyut;  güven, her iki tarafın da birbirine ön yargısız, koşulsuz var olduğu gibi kabul edişiyle samimi ve içten bir güven duyması gerekir.


İkincisi niyet. Ortak niyetin olmadığı bir ortamda iletişimin ve ilerlemenin devam etmesi mümkün olmayacaktır. Hem her yola çıkış bir niyet ile başlamaz mı? Her hedef içinde niyet barındırmaz mı? Söylenilen her sözün için de iyi bir niyet aranmaz mı? Mevlana’nın dediği gibi, “Aklınıza gelen güzel şeyleri duaya dökün. Bakarsınız niyet olur, yol olur ve nasip olur; hâllolur. “


Üçüncüsü belki de uygulaması en zor olanı, zaman ile ilgili. ”An” da olmak, konfor alanının dışında, yeniliğe ve değişime açık olmak. Hepimiz için her değişim ve yenilik başlangıçta içten gelen bir direnç ile karşılık bulur. Eldivenin ele geçerken ki dar yeri gibi, enzim substratın birlikte aşması gereken aktivasyon enerjisi gibi. Bu direncin getirdiği zorlukların farkında olmak bile bu boyutun zorluğunu azaltır. Süreç ilerledikçe istek artar, yetkinlikler gelişir. Zorluklar sadece aşılması gereken küçük süreçler olur.


Bu 3 boyutta, doğru zamanda sağlanan uyum, “anahtar kilit” ilişkisinin ya da “eldiven

içindeki el” in habercisidir. Dönüşüm süreci başlamıştır, gelişim ve değer yaratma ürünleri yoldadır. Duyguların farkındalığının arttığı, sezgilerin güçlendiği, kaynakların tercihlerin belirlendiği bir yolda ilerlenir. Potansiyel, güçlü yönler ve sınırlar yeniden keşfedilir. Bireyin bir üst versiyonun inşası için gereken temel özgüven iste böyle sentezlenir.


Nasıl ki anahtar kilidin açılmasına vesile olur ve sandığın içindeki gerçek hazinenin ortaya çıkmasına destek olur ya da bir eldiven nasıl ki bir eli sıkıca sarmalar, değer katar ve onda öz güvenlik hissi oluşturur, işte koçluğun da danışan üzerindeki etkisi böyledir.

 

Peki siz, değişiminizi ve dönüşümünüzü katalize edecek size uygun enzimi bulmaya hazır mısınız?

37 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page